Παρασκευή 21 Φεβρουαρίου 2020

Hikâye Anlatıcısı Didem Tarlalı ile İkinci Röportaj


Sanatsal üretiminizi ne etkiler? Size ne ilham verir?

İçimde bir şey var. Ona ister ruh diyeyim ister öz. O duyuyor, görüyor, kokluyor, dokunuyor, tadıyor ... Ve daha fazlası.. Beni üretmeye iten şey iletişim ve iletişimsizliktir. İnsanlarla, şeylerle, doğayla, kendimizle, kelimelerle, duygularla ve evrenle... Bir duygunun diğer duyguya dokunması, bir düşüncenin diğer düşünceye dokunması, bir bakışın diğer bakışa dokunması, onu keskinleştirmesi, onu ortaya çıkarması, o keskinleşme anının verdiği duygu beni üretmeye iter. Şiir ya da öykü yazdığım zaman ya da bir hikâye anlattığım zaman sanki kalbim büyür büyür ve evrenle bir olur.

Aşk senin için ne demektir?

 Hayat bir hediyedir ve aşk hediye paketidir bence. Aşk ruhlarımızı soyar. Ayağımı yerden kesen değil beni bir ağaç gibi köklerimle derinleştiren ve gökyüzüne yükselten bir sevda isterim. Aşık olunca daha çok üretirim.Her şeyi daha çok severim. Bir insanı sevmek belki irite eden bir şeyin güzel fotoğrafını çekmektir. Güzeli bozmaktır güzelliği bulmak için. Neşeyi ve acıyı aynı zamanda hissedebilmektir.

 Senin için Girit ve Balkan kültürü neden önemli?

Büyük büyük annelerim ve dedelerim Girit'ten ve Balkanlardan göç ettiler. Köklerim orada. Ve bir Girit ya da Balkan şarkısı dinlediğim zaman o toprağın kokusunu, memleket kokusunu duyabiliyorum ve hiç bilmediğim aile hikayelerini içimde hissedebiliyorum.

Hangi dillerle ilişkidesiniz? Sizi etkileyen bir dil var mı?

Türkçe benim anavatanım. Ama Yunanca, Slav dilleri ve Arapça bana ilham verir. Yunan, Kril ve Arap alfabelerini okuyabiliyorum. Büyükannemden Yunanca öğrenmeye çalıştım ve Üniversitede edebiyat okuduğum için Arap alfabesi ve pek çok kelime öğrendim. Anlamasam da 4 farklı dilde şiirler, kelimeler okurum. Çünkü biliyorum ki ben melodiyi duyuyorum, ruhum anlıyor.

(see the interview in english here)

0 σχόλια:

Δημοσίευση σχολίου